=JèMRè=KoLinK~ AdMiNiSTRaTöR
Mesaj Sayısı : 138 Yaş : 28 Nereden? : cemre diyarından Siteyi Beyendin Mi? : tabikidè..!! Adın? : GüL ♥ °•.SekeR HayvaNım°•.♥ : ♥.•°Ruh HaLim°•.♥ : Hangi Hepsi Kızı? : ♥.•°TaKıMıM°•.♥ * : : Eren Fan Puanı : Kayıt tarihi : 20/07/08
| Konu: Galatasarayla İlgili Fıkra!! Cuma Ağus. 01, 2008 7:09 pm | |
| bu galatasarayla ilgili bir fıkra : Galatasaray'linin biri berberde sacini kestiriyormus. Berberin durduk yerde "Ilk gittigin maci animsiyor musun?" diye soracagi tutmus: "Evet ne olacak?" demis bizimki sinirli sinirli. - Hangi macti? - Bir Fenerbahçe maciydi. - Kadikoyde mi? - Evet oradaydi." Aradan bir-iki dakika gecmis. Berber yeniden sormus: - Hangi macti demistin? - Fenerbahçe maci. - Nerede nerede? - Kadikoy dedik ya!! Bir-iki dakika sonra yine ayni hikaye: - Demek hayatta gittigin ilk mac bir Galatasaray - Fenerbahçe maciydi ha?. Bizimki sinirlenerek : - Evet be Fener maci dedik ya !... Berber birkac dakika sonra ayni konuyu bir daha acmaya kalkisinca bizimki isyan etm -Kardesim ilk gittigim macin Fener maci oldugunu elli kere soyledim. Niye yeniden yeniden soruyorsun? Berber aciklamis : - Fener deyince saclarin diken diken oluyor da daha rahat kesiyorum ))
6-0 biten Galatasaray Fenerbahçe maçından sonra galatasaray'lı arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bir cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -Naber Arif der. Bunun üzerine Arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır Arifin yanına yine -naber Arif. 3. gün Arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine: - Naber Arif. Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye. Yaşlı teyze : - Olum ben Bülent len. ya ama ben gsliyim
Bir minibüs şöförü kaza yapar. farı kırılır. fardan bir cin çıkar. cin: dile benden ne dilersen.............. şöför: bütün yollar 4 şeritli olsun. cin: bu çok zor başka bir şey söyle şöför: cimbom şampiyon olsun. cin: yollar kaç şeritli olsun demiştin.
Fanatik Bir futbol fanatiği adam birgün arkadaşının yanına gider. Arkadaşı ise ölüm döşeğinde azraille boğuşuyor. Adam perişan arkadaşına der: -Bana bir iyilik yap ve öbür tarafa gittiğinde orda da futbol var mı yok mu diye haber ver. Arkadaşı tamam der. Adam öldükten iki hafta sonra fanatik arkadaşını odasında ziyaret eder. Adam arkadaşının hayaletini görünce şaşkınlıkla kalkar. Ölü arkadaşı : -Sana bir iyi bir de kötü haberim var ilk önce hangisini söyleyim? der. Arkadaşı : -"İyi haberden başla". -"İyi haber her Çarsamba arkadaşlarla maç yapıyoruz. Kötü haber ise bu Çarsamba kalede sen varsın!"
Linkleri Üyelerimiz Görebilir. UslanmaM Üyeliği İçin TıklayınTarih: Prş Tem 13 2006 9:59 am Mesaj konusu: Linkleri Üyelerimiz Görebilir. UslanmaM Üyeliği İçin Tıklayın Mütevazi Berber Bakanlıklar Caddesinde mütevazi bir berber dükkani... Mütevazi ama ünlü bir berber dükkanı... Fikret usta yıllardır müşterilerini aynı mekanda tıraş etmekte... Günün birinde kapı açılır. İçeri giren müşteri Aziz Yıldırım’dır. -Acelem var...! der.. Saçlarımı şöyle bir düzeltir sakal tıraşımı yeniler misin ? Önemli bir randevum var geç kaldim. Fikret usta mesleğine özgü maharetini sergiler bir çırpıda saç-sakal tıraşını bitiriverir. - “Eline sağlık usta. Borcum ne kadar?” diye sorar gayet memnun bir biçimde Aziz Yıldırım. - “Aaaa olur mu? Siz koskoca Fenerbahçe başkanısınız. Sizden para almam söz konusu olamaz...Dükkanımı şereflendirmeniz yeter bana. Kesinlikle almam.” Israr falan nafile. Tekrar tekrar teşekkür eder dükkandan ayrılır Aziz Yıldırım. Fikret usta ertesi sabah dükkanını açmaya geldiğinde kepengin hemen önünde koca bir paket ve pakete iliştirilmiş bir zarf bulur. Pakette 15 adet sarı-lacivert forma zarfta ise 15 adet 100 Dolarlik banknot vardir. Mutlu mutlu kafasını iki yana sallar Fikret usta -“Ne gereği vardı” der Aradan bir kaç gün geçmiştir dükkanının kapısı açılır. İçeri giren müşteri Süleyman Seba’ dır. -“Şeyyy” der. “Acelem var...! Saçlarımı şöyle bir düzeltir sakal tıraşımı yeniler misin ? Bıyıklarıma dokunma . Önemli bir randevum var geç kaldım.” Fikret usta mesleğine özgü maharetini sergiler bir çırpıda saç-sakal tıraşını bitiriverir. -“Eline sağlık usta...Borcum ne kadar?” diye sorar gayet memnun bir biçimde Süleyman Seba. -“Aaaa olur mu? Siz Beşiktaş’lıların onursal başkanısınız. Türk sporuna hizmet etmiş çok değerli bir insansını sizden para almam söz konusu olamaz. Dükkanımı şereflendirmeniz yeter bana. Kesinlikle almam.” Israr falan nafile. Tekrar tekrar teşekkür eder dükkandan ayrılır Süleyman Seba. Fikret usta ertesi sabah dükkanını açmaya geldiğinde kepengin hemen önünde küçük bir paket ve pakete iliştirilmiş bir zarf bulur. Pakette 15 adet BJK rozeti zarfta ise 15 adet 1'er milyonluk Türk Lirasından toplam 15 Milyon TL vardır. Mutlu mutlu kafasını iki yana sallar Fikret usta -“Ne gereği vardı. Hemde emekli maaşından” der Tesadüf bu ya. Aradan bir kaç gün daha geçmiştirdükkanın kapısı aralanır. İçeriye giren müşteri Özhan Canaydın’dır. -“Çok acelem var!” der... Bir yandan da telaşlı telaşlı saatine bakmaktadır. -“Saçlarımı şöyle bir düzeltir sakal tıraşımı yeniler misin ? Önemli bir randevum var geç kaldım.” Fikret usta hemen ise koyulur mesleğine özgü maharetini sergiler bir çırpıda saç-sakal tıraşını bitiriverir. -“Bravo sana usta...Dedikleri kadar hızlıymışsın... Borcum ne kadar? diye sorar gayet memnun bir biçimde Özhan Canaydın. -“Aaaa olur mu? Siz koskoca UEFA şampiyonu Galatasaray'ın başkanısınız. Sizden para almam söz konusu olamaz. Dükkanımı şereflendirmeniz yeter bana. Kesinlikle almam....” -“Peki usta...Nasıl istersen.” Der ve aceleyle berber dükkanından ayrılır Özhan Canaydın. Fikret usta ertesi sabah dükkanını açmaya geldiğinde kepengin hemen 15 adet Galatasaray yöneticisi sıra beklemektedir. | |
|