Kaplumbağalar, omurgalı (Verabralı) hayvanlardır. Hayvanlar aleminde; Sürüngenler sınıfında yer alırlar. Kaplumbağalar halkımız arasında TOSBAĞA olarak da isimlendirilmektedir. Genellikle kaplumbağalar yavaş hareket ettikleri ve sırtlarındaki kabuklarından dolayı, zaman zaman hikaye ve fıkralara konu olmuşlardır. Fakat tam tersine kaplumbağalar bilindiğinin aksine çok yavaş değil, oldukça hızlı hareket eden hayvanlardır.
Çoğu insan, yılan, kertenkele, timsah gibi diğer sürüngenlerden korkmalarına karşın kaplumbağalara karşı sevgi ile yaklaşmaktadır. Özellikle; bu hayvanlar çocukların ilgisini çekmektedir. Bu sevgi son zamanlarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de doğal ortamlarının dışında evlerde de yaygın bir şekilde kaplumbağa beslenmesini artırmıştır.
Kaplumbağalar eski jeolojik zamandan beri yaşayan hayvanlar olup 200-300 milyon yıl öncesinden günümüze kadar nesillerini devam ettirmeyi başarmışlardır. Doğada meydana gelen tüm olumsuz değişmeler ki bunun başında çevre kirliliği gelmektedir. Çevre kirliliği diğer canlılar gibi, kaplumbağaların nesillerini de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya getirmiştir. Ülkelerdeki bilinçsiz ve plansız şehirleşme, tarlaların ve ormanların azalması kara kaplumbağalarının yaşama ortamlarını ve yumurta bıraktıkları yerleri yok etmektedir. Bunu yanında orman yangınları da benzer, olumsuz etkiler yaratmaktadır. Evsel ve sanayi artıklarının arıtılmadan ırmak, göller ve denizlere akıtılması tatlı su ve deniz kaplumbağalarının ölümlerine yol açmaktadır. İnsan eliyle yaratılan bütün bu olumsuz koşullar bu hayvanlarında yaşamlarını olumsuz etkilemektedir. Yapılan araştırmalar evlerinde kaplumbağa besleyen insanların kaplumbağalar hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını göstermiştir.
Hayvanların doğaları, yapıları, bakımları, beslenme ve hastalıkları hakkında bilgi eksikliği tıpkı çevre kirliliği kadar, evlerde bakılan kaplumbağaların yaşamalarına zarar vermektedir.
KAPLUMBAĞALARIN BİYOLOJİSİ
Kaplumbağaların bilinen 200'den fazla çeşidi vardır.
Yaşadıkları ortama göre 3 ayrı grupta toplanırlar.
1- Kara Kaplumbağaları
2-Tatlısu Kaplumbağaları
3-Deniz Kaplumbağaları
Ülkemizde yaşayan Kaplumbağa Çeşitleri:
Kara Kaplumbağaları : Testudo Graeca , Testudo Hermanni (Trakya Kaplumbağası)
Tatlısu Kaplumbağaları: Emys Orbicularis (Benekli Kaplumbağa), Mauremys Caspica, Trionyx Euphraticus (Fırat Kaplumbağası), Trionyx Triunguis (Nil Kaplumbağası)
Deniz Kaplumbağaları : Carreta Carreta, Chelonia Mydos
KAPLUMBAĞALARIN MORFOLOJİLERİ
Kaplumbağalar yaşadıkları ortama adapte olmuş ve ortam özelliklerine göre vucutlarında, dış görünüşlerinde bir takım değişiklikleri meydana gelmiştir. Genel olarak bütün kaplumbağaların baş, ön ve arka ayakları, kuyrukları ile arka bölümleri görünecek şekilde, deri ile devamlı vücutları üstten ve alttan kabuk (Bağa) tarafından örtülmüştür. Kabuk iskelet ve deriye ilişkilidir. Kabuk, derinin keratinize olmasıyla meydana gelmiştir. Bölümlü bir yapı gösteren kabuk, tabakalar halinde alttan yukarıya doğru büyüme göstermekte ve tabakalar halinde üst taraftan zaman zaman atılmaktadır.
Hayvanlar başlarını, ayaklarını ve kuyruklarını çevreden gelen tehlikelere karşı yada dinlenme anında kabuğun içine çekilebilirler. Kabuk tatlı su kaplumbağalarında kara kaplumbağalarına benzemesine karşın, deniz kaplumbağalarında, sırt kabuğu yüzmeye daha uygun bir şekle dönüşmüş ve küçülmüştür. Bu nedenle deniz kaplumbağalarının başlarını ve ön ayaklarını kabuklarının içine şansları ortadan kalkmıştır.
Kaplumbağaların çenelerinde diş yoktur. Kuşların gaga yapısına benzerlik göstermektedir. Dillerini fazla dışarı çıkaramazlar. Gözler parlak ve göz kapakları gelişmiştir. Kulak kepçeleri bulunmamaktadır. İki burun deliğine sahiptir. Kaplumbağalar istedikleri zaman başlarını vücutlarının içine doğru çekerler. Bunun için türlerine göre boyun S şeklinde kıvrılarak veya yana çevrilerek bu hareket sağlanır.
Kabukları ortadan dışa doğru genişleyen bir çizgililik göstermektedir. Deri pullu bir yapıdadır. Pullar kuşların tüy yapısına benzerdir fakat kuşlardaki tüy özelliğini göstermez. Kabukları sırt omurları, kaburgalar ve kalça kemiği ile kaynaşmıştır. Boyun ve kuyruk omurları hareketlidir.
KAPLUMBAĞALARIN MORFOLOJİLERİ
Kaplumbağalar yaşadıkları ortama adapte olmuş ve ortam özelliklerine göre vucutlarında, dış görünüşlerinde bir takım değişiklikleri meydana gelmiştir. Genel olarak bütün kaplumbağaların baş, ön ve arka ayakları, kuyrukları ile arka bölümleri görünecek şekilde, deri ile devamlı vücutları üstten ve alttan kabuk (Bağa) tarafından örtülmüştür. Kabuk iskelet ve deriye ilişkilidir. Kabuk, derinin keratinize olmasıyla meydana gelmiştir. Bölümlü bir yapı gösteren kabuk, tabakalar halinde alttan yukarıya doğru büyüme göstermekte ve tabakalar halinde üst taraftan zaman zaman atılmaktadır.
Hayvanlar başlarını, ayaklarını ve kuyruklarını çevreden gelen tehlikelere karşı yada dinlenme anında kabuğun içine çekilebilirler. Kabuk tatlı su kaplumbağalarında kara kaplumbağalarına benzemesine karşın, deniz kaplumbağalarında, sırt kabuğu yüzmeye daha uygun bir şekle dönüşmüş ve küçülmüştür. Bu nedenle deniz kaplumbağalarının başlarını ve ön ayaklarını kabuklarının içine şansları ortadan kalkmıştır.
Kaplumbağaların çenelerinde diş yoktur. Kuşların gaga yapısına benzerlik göstermektedir. Dillerini fazla dışarı çıkaramazlar. Gözler parlak ve göz kapakları gelişmiştir. Kulak kepçeleri bulunmamaktadır. İki burun deliğine sahiptir. Kaplumbağalar istedikleri zaman başlarını vücutlarının içine doğru çekerler. Bunun için türlerine göre boyun S şeklinde kıvrılarak veya yana çevrilerek bu hareket sağlanır.
Kabukları ortadan dışa doğru genişleyen bir çizgililik göstermektedir. Deri pullu bir yapıdadır. Pullar kuşların tüy yapısına benzerdir fakat kuşlardaki tüy özelliğini göstermez. Kabukları sırt omurları, kaburgalar ve kalça kemiği ile kaynaşmıştır. Boyun ve kuyruk omurları hareketlidir.
KARAKAPLUMBAĞALARI
Kara Kaplumbağaları dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşamaktadırlar. Dağlık, ormanlık hatta çöl olan bölgelerde bile kara kaplumbağalara rastlamak mümkündür. Kara kaplumbağalarının ayaklarında beş parmak bulunmaktadır. Yürümeye uygundur, ağaç v.b. yerlere tırmanma hareketi yapmaya uygun değildir. Kara kaplumbağaları 3-5 cm'den 1 metre boya kadar olan cinslere sahiptirler.
TATLISU KAPLUMBAĞALARI
Kaplumbağalar karadan su yaşamına geçen hayvanlardır. Tatlısu kaplumbağaları günlük yaşamalarını hem karada hemde sularda geçirirler. Tropikal ve suptropikal iklim bölgelerinde yaşarlar. Bu hayvanların yüzebilmeleri için parmakları arasında yarım perde şekillenmiştir ve su yaşamına adaptasyon göstermişlerdir. Yani bu değişiklikler kalıtsal olarak yavrulara geçmektedir. Ayaklarla birlikte sırt kabukları biraz daha küçülmüş ve uzamış, yüzmeye uygun bir duruma gelmiştir. Genel olarak evlerde tatlı su kaplumbağaları beslenmektedir. Bunların bakımlarının kolay olması ve 30-40 cm den daha fazla büyümedikleri için tercih edilmektedir.
DENİZ KAPLUMBAĞALARI
Deniz kaplumbağaları ise yalnızca çiftleşme zamanı karalara yaklaşırlar. Ancak yumurtlamak için deniz kıyılarına çıkarlar ve genel olarak hayatlarının tamamı denizlerde geçer. Bu yüzdendir ki ayaklarının yüzmeye uygun palet benzeri şekil değişikliğine uğradığı görülmektedir. Tırnaklardan bir veya iki tanesi kalmıştır. Kabukları ise kayık benzeri uzun bir şekil almış baş ve ön ayakların bulunduğu yerden kabuk daha geriye çekilmiştir.
Deniz kaplumbağaları dünyanın genellikle orta ve tropikal bölgelerine yakın denizlerinde yaşamalarını sürdürürler. Ülkemizde de Akdeniz ve Ege Kıyılarında yumurtlama zamanı görülmektedirler. Deniz kaplumbağalarının yuvalanması için iklim kadar uygun kumsallarında olmasına bağlıdır. Ülkemizde Dalyan, Dalaman, Fethiye, Patara, Kumluca, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Göksu Deltası, Kazanlı, Akyatağan ve Samandağ'da yumurtlama plajları mevcuttur.
KAPLUMBAĞALARIN ANATOMİLERİ
Kaplumbağalar akciğer solunumu yapmaktadırlar.Akciğerler anatomik olarak sırta doğru yerleşmiş ve kabuğa yapışmış şekildedir. Diğer hayvanlarla karşılaştırıldığında kürek kemiği karın tarafında görülmektedir. Göğüs kafesleri yoktur. Boyun omurları hareketli sırt ve bel omurlarının kuyruğa kadar kabukla kaynaşmış olduğu görülmektedir. Yemek boruları S şeklinde kıvrımlıdır. Tek delikten gaita ve idrar atarlar. Korktukları zaman kakalarını yaparlar. Normal kakaları zeytin çekirdeğine benzer. Dolaşım sistemleri dört gözlü kalp tam vücudun ortasına yerleşmiştir. Cinsiyet organları; erkeklerde penis bulunur. Penis çiftleşme sırasında bir eldiven gibi dışarı çıkmaktadır
KAPLUMBAĞALARIN FİZYOLOJİLERİ
Kaplumbağa besleyenlerin en çok merak ettikleri konuların hayvanların yaşının ne oduğu ve cinsiyetinin belirlenmesinin nasıl yapıldığı sorularıdır.
Kaplumbağalar yaklaşık 60 yıl yaşamaktadırlar.
Kaplumbağaların yaşının belirlenmesi : Kesin bilgiler olmamasına rağmen 3 yaşında bir kaplumbağa el ayasının ¼'ü kadardır. Her üç yılda birde ¼ el ayası büyüklüğünde bir gelişme gösterir. Kabuğun arka plakalarındaki izlerdende yaklaşık yaş tayini yapılabilir
KAPLUMBAĞALARDA CİNSİYET ve ÜREME
Kaplumbağalarda erkeklerle dişileri ayıran en önemli özellikler; Dişilerde kloaka kuyruk kökünde son bulur, erkeklerde kuyruk dişilere göre daha uzun ve kalındır. Çiftleşmeyi kolaylaştırabilmek için karın altı kabuğu erkeklerde daha kuvvetli ve içe doğru çöküktür. Erkeklerde ön bacak tırnaklarından bir tanesi dişiyi çiftleşme anında kavrayabilmek için daha uzundur.
Hayvanat bahçesi gibi yerlerde cinsiyet tayini kan analizleriyle yapılmakta hayvanın dişi ve erkek olduğu öğrenilmektedir. Kandaki Östörojen ve Testesteron hormonları seviyelerine bakılır.
Avrupa kaplumbağalarında cinsel olgunluk 12 yaşlarında başlar.
KAPLUMBAĞALARIN YUMURTA ve KULUÇKA ZAMANI
Yumurtadan yavru çıkma süreleri 2-3 ay sürmektedir. Testusdo gracea (Tosbağa) kaplumbağalar 2-3 cm boyunda 6-12 adet yumurta yaparlar. Tatlı su kaplumbağaları ise 3-12 beyaz uzun şekilli yumurta
yaparlar. Yavrular ise 2-3 ay süre sonra yumurtadan çıkarlar. Kaplumbağaların tüm çeşitleri yumurtalarını toprağa bırakırlar. Kara ve Tatlı Su kaplumbağaları yaşadıkları doğal çevrede uygun bir ortamı seçerek eştikleri çukurlara yumurtlarlar ve üzerini toprakla örterler. Deniz kaplumbağaları hayatlarının çoğunu denizde geçirdikleri için Dünyanın belirli kumsallarında kıyıya çıkarak; kumsalda eştikleri çukurlara yumurtlarlar. Genelde bu işlemide geceleri yaparlar.
Sürüngenlerin cinsiyetlerinin belirlenmesinde kuluçka dönemi çevre ısısının etkili olduğu yönünde bir çok araştırma yapılmıştır.
Ülkemizin Akdeniz ve Ege kıyılarında deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktıkları dünyaca ünlü kum plajları bulunmaktadır. Dalyan, Dalaman, Fethiye, Patara, Kumluca, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Göksu Deltası, Kazanlı, Akyatağan, Samandağ gibi bölgeler deniz kaplumbağalarından Caretta Caretta ve Cheloniamydas'ın ana vatanlarıdır.
Çiftleşme isteği mevsimine bağlıdır. Tropik ve subtropik iklim koşullarına göre değişiklik gösterir. Ayrıca dış ortam koşulları da bu olayı etkilemektedir. Genelde kaplumabağalar nisan ayının başından, mayıs ayının sonuna kadar çiftleşirler. Bu dönemde günlerin uzun olması ve güneş ışığının fazlalığı önemli rol oynamaktadır. Ultraviyole ışınların, kaplumbağaların yaşamlarındaki çiftleşme ve yumurtadan yavruların çıkması gibi fizyolojik olaylara etkisi oldukça fazladır. Dişiler çiftleştikten sonra spermi 4 yıl gibi süre ile saklayabilirler.
KAPLUMBAĞALARIN VÜCUT ISILARI
Kaplumbağaların yaşamlarında ısınında çok önemli etkisi vardır. Hayvanların vücut sıcaklıkları çevre sıcaklığının 0,1oC- 0,2oC altındadır.Vücut ısılarının 20oC 'nin altına düşmesi durumunda sindirim enzim aktiviteleri azalmaktadır. Evimizin ısı düzenlenmesinin rasgele olmasının hayvanın yaşamını olumsuz etkileyebileceğini göz önünden uzak tutmamak gerekir.